Sezen Aksu’nun, Hz. Adem ve Hz. Havva’ya hakaret içeren şarkı sözleri kamoyunda tepki çekmeye devam ediyor. Son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan da topa girip Aksu’ya sert tepki gösterdi. Erdoğan, "Hz. Adem efendimize kimsenin dili uzanamaz. O uzanan dilleri yeri geldiğinde koparmak bizim görevimizdir" ifadelerini kullandı. Tabi Herkes Cumhurbaşkanı Erdoğan gibi Sezen Aksu’ya tepki göstermedi. Bazıları Sezen Aksu’nun sözlerini ‘ifade özgürlüğü’ olarak gördüğünü söyledi.
Manevi değerler, toplumu bir arada tutan vazgeçilmez zenginlik kaynaklarıdır. Manevi değerler bireyin ve toplumun kimliğini oluşturur, kalbi ve ruhu besler, manevi ihtiyaçları giderir.Maddi zenginlikler kaybedilse bile onları yeniden kazanmak mümkündür. Ama manevi değerler kaybedildiğinde onları telafi etmek oldukça zor ve zahmetlidir.Bu sebeple dinin sağlamış olduğu zeminde büyüyüp serpilen kültür ve medeniyetinin farkında olunmalıdır, olmasının yolu, manevi değerleri korumasından ve onların devamlılığını sağlamasından geçer. Yani hiçbir birey Dini ve Manevi değerleri karalayacak yada rencide edip alaya alacak cümleler sarf etmemeli heleki toplum da bir yere gelip mevki sahibi olmuş bireyler bu konuda çok daha fazla hassas olup bu değerleri sahiplenip koruyucu ve gözetleyici olmaları gerekir. Sanat ve Sanatçı bizde ayrı bir öneme sahiptir bir nevi rol model de diyebiliriz onlara, takdirimizi ve beğenimizi kazanan bu tür insanlardanda beklentimiz şudur; örfümüze adetimize Dini ve Milli değerlerimize sıkı sıkıya bağlı kalarak bu değerleri yüceltip kişiliği ve duruşuyla örnek davranışlar sergilemeleri. Tabiki dört dörtlük bir duruş sergilemelerini bekleyemeyiz belki ama bu kadarda gözümüzün içine baka baka hakaret etmelerinede izin veremeyiz!
Hatırlarsanız Abdulhamit han Müslümanları rencide eden bir piyes yüzünden Fransa’ya kesin uyarı vermişti ve piyes yasaklanmıştı. Olay sanat camiasında çok farklı yorumlanmıştı büyük bir kesim gerici yobaz sanata müdahale gibi cümlelerle saldırılarda bulunmuştu. Hz. Peygamber bizim kutsalımızdır ve bizim en hassas noktamızdır bizler bu konudaki hassasiyetimizin dozunu anlatmak için bile cümle bulamazken buna cüret için gerekçe SANAT olamaz hadsizlik ve kötü niyettir. Sanat için bir çok malzeme varken neden kutsalımız bu işe karıştırılırki ben bu işte çokta iyi bir niyet göremem, ki Padişahta görmemiş ve keskin bir müdahale ile DİLLERİNİ KOPARTMIŞTIR.
Hz. Adem, Allah tarafından yaratılan ilk insan ve ilk peygamber olma niteliği taşımaktadır. Hz. Adem'i sonra da Havva annemizi yaratmış ve onları birbirine nikahlamıştır. Allah'ın verdiği emir üzerine şeytan dışındaki tüm melekler Hz. Adem'e secde etmiştir. Bu kısıma inanmayan yazının gerisini de okumasın bence…
Dinin temelini oluşturan bu milat kutsallığını ve manevi olarak erişim yasağınıda ortaya koyuyor erişim yasağı derken sakın yanlış anlamayın buradaki kastım şudur; Bu konu üzerine saçma sapan şakalar, espiriler, dayanaksız kötü söylemler, tutarsız yorumlar yapamayız yapmamalıyız.
Bizler millet olarak gerek kendimizi gerekse çocuklarımı yetiştirirken nelere dikkat ederiz, güzel ahlaklı olmasına, saygılı ve dürüstlüğüne değilmi, peki bu kavramlar kanun maddesinde mi yazar? Yada sokaklarda duvar yazılarındamı? HAYIR! Bunlar manevi olgu ve kurallardır. Herke birgün Doktor, Savcı, Hakim, Avukat, Mühendis, Öğretmen, Millet vekili, hatta Cumhur Başkanı olabilir ama yukarıdaki değerlere sahip olmadığı sürece İNSAN olamaz. Neymiş önce insan olmak lazımmış insan olmak için de kalbinin temizliğe kavuşmasını sağlayacak değerlere de manevi değerler deriz.
Bakın size bi öykü yazmak istiyorum belkide bu kıssadan hisse herşeyi daha kolay anlatır.
Aylardan 11 ayın sultanı mübarek ramazan ayı. Eve gitmek için minübüse bindim Minibüs ağzına kadar insanla doluydu. Saat yaklaşıyordu iftara. Acaba iftara evime girmiş olur muyum? diye düşünürken, birden bire minibüsün içinde bir tartışma sesi yükseldi. Kafamı çevirdim ve tartışmanın önümde oturan iki kişi arasında olduğunu fark ettim. Tartışanlardan biri genç, bir diğeri ise bir hayli yaşlıydı. Genç olan, kimseye aldırmadan, minibüste bir şeyler yemişti. Tartışma da bundan çıkmıştı. Birazdan ikili kavgaya tutuştu. Yaşlı olan adam yanındaki gence, “Ramazan ayında bunca insanın içinde yemek yiyemezsin” deyip, tokadı yapıştırdı. Minibüs şoförü hemen sağa yanaştı. Herkes ikiliyi ayırmak için hareketlendi. Ben de hemen yaşlı olan amcaya çıkıştım: “Ne yapıyorsun amca, sana ne? Herkesin dini kendine… Allah onu ıslah etsin. Müslüman adama böyle davranmak yakışmaz” dedim. Amca yapıştırdı cevabı: Evladım ben Museviyim Müslüman değilim. Ben size saygımdan bu yaşıma kadar hiçbir ramazan ayında sokakta ağzıma lokma sokmadım. Fakat büyük ihtimalle bu kavga ettiğim arkadaşa sorsanız kendisi Müslüman olduğunu söyleyecektir. Ben bu saygısızlığa tahammül edemedim.
Dinde zorlama veya baskı yoktur. Fakat fert ve toplum açısından hayati önem arz eden inanç ve değerlerin büyük bir gücü vardır. Öyle değerlerimizin ayaklar altına alınmasına kimse seyirci kalamaz.
Kimse size, Hz. Adem için “benim düşündüğümü düşün” demiyor.
Biz size sadece “saygı göstermek zorundasınız” diyoruz.
Sezen hanım gelelim size… olmadı…yakışmadı…Adem ile Havva dan olma bizler duyduk selamını, selam Allahındır aldık ama kelamın hoş gelmedi bize…Hz. Mevlananın güzel bir sözü var bizde Selam yerine bunu yazmak istedik sana…
“Cahille girme münakaşaya, ya sinirini zıplatır tavana, yada yazık olur adabına”