Kene Isırıklarına Karşı Uyarıda Bulundu
DMHA -DÜZCE- Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Acil Servisi’ne yaz aylarının gelmesiyle birlikte, kene ısırması vakası ile başvuru sayısında artış olduğunu söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Erdinç Şengüldür, alınacak önlemlerle kenelerden korunulabileceğinin altını çizdi. Kenelerin soğuk havalarda toprak altına çekilerek yaşadıklarını söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Şengüldür, havaların ısınmasıyla birlikte kenelerin dışarı çıkarak beslenmek amacıyla etraflarında bulunan canlılara tutunmaya başladıklarını ve bu esnada kenelerin diğer hayvanlardan ya da direkt olarak topraktan insana geçtiğini ifade etti. Kenelerin yoğun olarak ormanlık alanlarda, çalılık ve çayırlık yerlerde bulunduklarını söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Erdinç Şengüldür, “Buralarda yaşayan hayvanlara ve insanlara tutunarak beslenmeye çalışırlar ve konaklarını enfekte ederler. Kene maruziyeti nedeniyle başvuran hastalarda genellikle kırsal alanlarda yaşayan kişilerden ya da bu alanlara piknik ya da gezi nedeniyle gitmiş kişilerden oluşmaktadır. Kene vücutta herhangi bir yere tutunabilir. Kollar ve bacaklar gibi tespit edilmesi kolay yerler olabildiği gibi koltuk altları kasıklar gibi kıvrımlı, tespiti zor alanlarda da tutunabilmektedir.” diyerek, kene ısırıklarına karşı doğru davranış şekillerinin uygulanması gerektiğini vurguladı. Kene Isırığına Karşı Alınabilecek Önlemler Kene ısırıklarına karşı alınabilecek önlemler hakkında da bilgiler veren Öğr. Üyesi Şengüldür, “Kenelerin bulunabileceği yerlerde, bacakları kapatan kıyafetler tercih edilip uzun kollu giysiler giyilmeli, pantolonlar çorapların içine sokulmalı ve kapalı ayakkabılar giyilmelidir. Ayrıca açık renkli kıyafetler kene tespitini kolaylaştıracağından tercih edilmelidir. Vücudun açıkta kalan yerlerine böcek uzaklaştırıcı maddeler sürülmesi yararlı olmaktadır. Günlük aktiviteler sırasında vücut (koltuk altı, kulak içi ve çevresi, göbek deliğinin içi, dizlerin arkası, saç ve kıllı bölgelerin içi ve çevresi, bacak arası, bel bölgesi başta olmak üzere) kene yönünden sık sık kontrol edilmeli; akşam eve dönüşlerinde mutlaka ayrıntılı bir vücut muayenesi yapılmalıdır. Ayrıca çocuklarda kene tutunması yönünden anne babalar tarafından günlük olarak kontrol edilmelidir.” dedi. Kene Isırmışsa Yapılması Gerekenler Kene tespiti yapılmış ise; vücuda tutunan kene ne kadar erken çıkarılırsa hastalığın bulaşma riskinin de o ölçüde azalacağına vurgu yapan Şengüldür, “Kenenin düzgün çıkarılması hastayı daha fazla enfekte etmemesi açısından önemlidir, bu nedenle kene tarafından ısırılan vatandaşlarımızın öncelikle en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalarını öneriyoruz. Eğer bir sağlık kuruluşuna gitmek mümkün değilse kişinin keneyi vakit kaybetmeden çıplak elle dokunmadan (bir pensle sağa sola oynatarak, ezmeden, çivi çıkarır gibi) kendisinin çıkarmasını veya çıkarttırmasını tavsiye ediyoruz. Kenenin uzaklaştırılmasından sonra eller su ve sabunla yıkanmalı, kenenin tutunduğu bölge tentürdiyot, kolonya veya deterjanlı su ile temizlenmelidir. Vücuduna kene yapışan kişiler 10 güne kadar ani başlayan ateş, baş ağrısı, yoğun halsizlik, bulantı ve kusma gibi şikayetler yönünden kendilerini izlemeli, böyle bir şikayetin olması durumunda en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalıdır. Keneleri vücuttan uzaklaştırmak amacıyla üzerlerine sigara basmak, kolonya veya gazyağı dökmek gibi yöntemlere başvurulmamalıdır.” ifadelerini kullandı. Oluşabilecek Hastalıklar ve Belirtileri Kene ısırığının riskleri ve ısırık sonucu oluşabilecek hastalıklar hakkında da bilgi veren Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Erdinç Şengüldür, “Son yıllarda sıkça görülmeye başlayan Kırım-Kongo kanamalı ateşi (KKKA) hastalığı kene ısırması sonucu insanlara bulaşan orthonairovirüs nedeniyle gelişen bir hastalıktır. Virüs ilk olarak 20. yüzyılın ortalarında Kırım'da ve daha sonra günümüzde Demokratik Kongo Cumhuriyeti ismini almış olan Kongo'da tanımlandığı için, hastalığa Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi adı verilmiştir. KKKA ülkemizde ilk olarak 2002 yılında başta Tokat ili ve çevresinde dikkati çekmiş ve 2003 yılında varlığı kanıtlanmıştır. Halen İç ve Doğu Anadolu Bölgelerinin kuzeyi ile Karadeniz Bölgesi’nin güney kesimleri arasında geniş bir coğrafi alanda görülmektedir. Kuluçka süresi; virüse maruz kalma tipine, virülansa ve viral yüke bağlı olarak 1-13 gün arasında değişmektedir. Tipik olarak kene ısırmasından 1-3 gün sonra hastalık belirtileri görülmektedir. Kuluçka döneminden sonra aniden yükselen ateş (39-41ºC), şiddetli baş ağrısı ve baş dönmesi gibi belirtilerle başlayabilir ve hastalarda boğaz ağrısı, aşırı halsizlik, yorgunluk, yaygın kas ve eklem ağrıları görülebilir. Bu şikayetlere ek olarak bu dönemde hastaların en az yarısında bulantı, kusma, karın ağrısı ve sulu ishal de görülür. 1-5 gün sonra kanamalı dönem gelişir, peteşiyal formdan mukoza ve deride yaygın kanamaya kadar çeşitli şekillerde olabilir ve kısa sürer. (genellikle 2-3 gün) Hastalarda farklı organlarda kanamalar görülebilir. En sık görülen kanama yerleri burun, mide ve bağırsaklar, diş eti, idrar yolları ve solunum sistemidir. Hastalar destek tedavilerle genellikle iyileşir ancak KKKA hastalığı tüm müdahalelere rağmen ölümcül de seyredebilmektedir. KKKA dışında kenelerin çok sayıda bakteriyel, viral ve paraziter hastalıkları da bulaştırabilmektedir. Bulaş dışında, kenenin kendi salgıları da alerjik reaksiyonlara neden olabilmektedir.” diyerek kene ısırıklarına karşı duyarlı olunması gerektiğinin altını çizdi. “Tedbirli Olalım” Havaların ısındığı bu güzel günlerde, vatandaşlardan köylerine ya da kırsal alanlara gittiklerinde tedbirli olmaları konusunda ricada bulunan Dr. Öğr. Üyesi Erdinç Şengüldür, “Uygun giysilerle korunma, kene ısırıklarını ciddi ölçüde azaltmaktadır. Vatandaşlarımız gün sonunda kendi vücutlarını ve çocuklarını keneler açısından kontrol etmeli, maruziyeti olanlar hızlıca sağlık kuruluşlarına başvurmalıdırlar. Tedbir alarak ve tehlikeyi önemseyerek KKKA hastalığının insanlarımıza verdiği zararı azaltabiliriz.” diyerek açıklamasını sonlandırdı.