Düzce Üniversitesi Tarımsal Atıklardan Önce Kağıt Yaptı Sonra Da Çağrı

Çevre ve Sağlık Teknolojilerinde ihtisaslaşan Düzce Üniversitesi, ihtisaslaşma kapsamında üretim çalışmalarına başladığı tarımsal atıkların kağıda dönüştürüyor. Proje ile ilgili olarak Düzce Üniversitesi Kaynaşlı Meslek Yüksekokulu Geleneksel El Sanatları Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Yusuf Parlak, “Tarımsal atıklardan kağıt üretimi desteklenmeli” çağrısı yaptı.

Düzce Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri (BAP), hızlı destek projeleri kapsamında geliştirdikleri kâğıt projesinin kabul edildiğini söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Yusuf Parlak, “Projemiz kapsamında bölgemizde tarımsal atıklardan kâğıt yapımı hedeflenmiştir. Bu kapsamda dut, keten, kendir, kenevir, ısırgan gibi lifli bitkilerden el yapımı kâğıt üreterek ekonomiye katkı sağlanması hedeflenmiştir. Bu hedefler doğrultusunda bölgemizde yetişen ve kağıt yapımına elverişli lifli bitkilerin tespiti yapılırken, bir yandan da yöremizde yetişebilecek lifli bitkilerin araştırılması devam etmektedir. Elimizdeki küçük ölçekli kağıt yapım malzemeleri ile pamuk, keten ve kendir gibi lifli bitkilerin kağıt uygulamaları yapılırken, bölgemizde sıkça yetişen kestane ve fındık kabuklarıyla kağıda renk verme işlemi üzerine çalışmalar yürütülmektedir.” dedi.

  “Hangi Tarım Ürünlerinden Kağıt Yapılabilir?”

  Kağıt yapımı için seliloz olarak dut ağacı kabuğu, muz ağacı kabuğu, keten, kendir, kenevir, ısırgan ve pamuk gibi tarımsal atıkların kullanıldığını ifade eden Yusuf Parlak, kağıtlara renk verme işleminde ise; kestane kabuğu, fındık kabuğu ve ceviz kabuğu kullanıldığını kaydetti. Ayrıca bölgemizde çok fazla bulunan tekstil fabrikalarından atılan pamuklu kumaş parçalarının da geri dönüşüme kazandırılarak liflendirilip kağıt yapımında kullanılabildiğini de sözlerine ekledi.

Tarımsal atıklardan üretilen kağıtların kullanım alanlarından da bahseden Dr. Öğr. Üyesi Parlak, tarımsal atıkların kullanılmasıyla; Hat, Ebru, Tezhip, Minyatür, Kat-ı ve Cilt gibi Geleneksel Türk İslam Sanatlarında sıklıkla kullanıldığını, ayrıca pamuklu el yapımı kağıtların ise sulu boya kağıdı olarak tercih edildiğini ifade etti.

  “Seri Üretimi Yapılabilir”

  Seri üretiminin yapılabileceğinin altını çizen Dr. Öğr. Üyesi Parlak, “El yapımı kağıtlar seri üretimle elde edilebilir. Bunun için insan gücünden çok makine gücüne ihtiyaç duyulmaktadır. Kağıt üretiminde en önemli husus lifli bitkilerin liflendirilerek selüloz haline getirilmesidir. Seri üretimlerde bu işlemi hollander denilen bir makine ile sağlarken, küçük ölçekli atölyelerde elle dövme usulü ile üretilmektedir.

Türkiye’de el yapımı kağıt pazarı diğer ülkelere göre daha dar olmasına rağmen yine de üretenin kazanacağı bir konum için elverişlidir. Avrupa Birliği pazarına yakınlık ve Gümrük Birliği anlaşması ile ülkede üretilen kâğıdın Uzakdoğu yerine tercih edilebileceği ve bu sayede yakın olan Avrupa pazarına istendiği takdirde satış yapılabileceği öngörülmektedir.” dedi.

  “Bölge Çiftçisi Teşvik Edilebilir”

  Düzce Üniversitesi’nin Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşması çalışmaları kapsamında bölgemiz çiftçilerine yönelik çalışmaların da olduğunu dile getiren Yusuf Parlak, kağıdın hammaddesi olarak kullanılacak lifli bitkilerin, öncelikle üniversite bünyesinde yetiştirilerek, bölge iklimine elverişliliği araştırılmalarının yapıldığını söyledi. Yapılan çalışmalar sonucu bölgede yetişecek ve bölge halkına ticari kazanç olarak geri dönecek lifli bitkilerin tespit edileceğinin altını çizen Parlak, tespit edilen bu bitkilerin yetiştirilmesi için bölge çiftçilerinin teşvik edileceğini dile getirdi.

“Dünyada Sayılı Ülkelerde Üretim Yapılıyor”

Dünya genelinde yapılan çalışmalara da değinen Dr. Öğr. Üyesi Yusuf Parlak, “Dünyada asitsiz kâğıt üreten beş ülke mevcuttur. Bunlar Hindistan, Nepal, Güney Kore, Japonya ve Çin’dir. Nitekim geçmişte İran’da da bu çeşit kâğıtlar yapılmıştır. El yapımı asitsiz kâğıtları sanatsal çalışmalarda kullanmak üzere birçok ülke ithal etmektedir. Bu kâğıtlar özellikle ülkemizde Geleneksel Türk İslam Sanatlarında sürekli kullanılmakta, Avrupa’da ise özellikle suluboya çalışmalarında bu asitsiz kâğıtlar tercih edilmektedir, bu da el yapımı asitsiz kağıda olan gereksinimi arttırmaktadır.” şeklinde konuştu.

  “Milli ve Yerli Üretime Geçilebilir”

  Türkiye’de el yapımı asitsiz kâğıt tedariki ve satışını yapan birkaç tane sanat malzemecisi bulunduğunu söyleyen Düzce Üniversitesi Kaynaşlı Meslek Yüksekokulu Geleneksel El Sanatları Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Yusuf Parlak, bu kişilerin kâğıtları yurt dışından ithal edip, Türkiye pazarına sattığı bilgisini paylaştı. Bu tedarikçilerle yapılacak görüşmelerle yurt dışından ithal edilen kâğıtlara alternatif yerli ve milli el yapımı kâğıtlar sunulabileceğini vurgulayan Yusuf Parlak, Türkiye pazarında 70x100 ebatlarında bir el yapımı kâğıdın ortalama 50 TL civarından satıldığını ifade etti. Söz konusu fiyatın kâğıdın ham maddesi, kalınlığı ve işçiliğine göre arttığını söyleyen Parlak, bir atölyede günde ortalama 200 kâğıt üretildiğinde, çiftçimiz ve üreticimize getireceği kazancın küçümsenemeyecek kadar büyük olacağının altını çizdi.

  “Üretimi Desteklenmeli ve Teşvik Edilmeli”

  Geleneksel el yapımı kağıtların ebru ve hat sanatı dışında bir çok sanat ve bilim dalında kullanılabildiğini dile getiren Parlak, “Nitelikli bir kağıt türü olması bakımından üretimi desteklenmeli ve teşvik edilmelidir. Ayrıca bitki ve atık maddelerden üretilen asitsiz kağıtlar, hem daha sağlıklı hem daha ekolojik olduğundan geleceğin kağıtları olarak da görülebilir. Kitabın, defterin yerini dijitalin aldığı bu teknoloji çağında, geleneksel sanatları kalıcı kılmanın ve nesilden nesile aktarmanın yolu doğaya dost kağıt kullanımı ve genç kuşaklara kaliteli eserler sunmaktır.” diyerek sözlerini sonlandırdı.